ÖNSÖZ
Alperen kelimesinin anlamı , Türk boylarının tarihinde köklü bir yere sahip olan “alp” ve manevi değerlere işaret eden “eren” kelimelerinin birleşimiyle oluşur. “Alp”, cesaret ve kahramanlıkla
özdeşleştirilirken, “eren” ise manevi olgunluk ve bilgelikle ilişkilendirilir.
İçinde bulunduğumuz yüzyılda Alperen kelimesinin anlamını daha derin bir şekilde idrak etmeli değerlerimizi ve kökümüzü geri plana atmadan çağın gerekliliklerine ayak uydurarak manevi olgunluk ve bilgelikle hem tarihimizdeki olay ve olguları hem de günümüzde yerel ve küresel ölçekte yaşanan olayları iyi analiz etmeliyiz.
Bu şekilde Alperenliğin manevi olgunluk ve bilgeliğini araştırma yaparak ve bunları kendi süzgeçimizden geçirerek kaleme dökmeliyiz.
Bu duygu ve düşünceler ALPERENCE DİJİTAL ilk yayınının okuyucularımıza ve bizi takip edenlerde güzel duygular uyandırmasını dileriz.
MİLLİ EGEMENLİK VE CUMHURİYETİN İLANI
Mustafa ZORLU
Türk tarihinde Tazminat ve Islahat Fermanları ile başlayan demokrasi ve milli egemenlik anlayışı devamında 1876 Teşkilatı Esasiye,2.Meşrutiyet TBMM’nin açılışı ve Cumhuriyetin ilanı ile devam etmiştir.Cumhuriyet tarihinde ise 19 . ve 20. yüzyıl Osmanlı’sında pekişen milli egemenlik anlayışı cumhuriyet döneminde yapılan anayasa değişiklerinde yer almış fakat her zaman tam anlamıyla uygulanamamıştır.
Ayrıca milli egemenlik ve cumhuriyetin aynı anlama gelmediğini cumhuriyetin bir yönetim biçimi olduğunu ve bunun bir gelişmişlik seviyesi veya tam demokrasi olduğu anlayışı büyük bir yanılgı olup milli egemenlik halkın yasama ve yürütme erkleri üzerinde demokrasi yoluyla ne kadar etkin olduğu anlamına gelmektedir.Kuzey Kore,cumhuriyet anlayışı ile yönetilen bir devlet iken İsveç bir meşruti yönetimdir.Hangisinde seçimler tam anlamıyla yasama ve yürütmenin seçilmesine doğrudan etki etmektedir.Kısacası yönetim biçiminin milli egemenlikle doğrudan bir ilişkisi yoktur.
100 yıl boyunca cumhuriyetin nasıl ilan edildiği hep örselenmiş bir konudur.Bu ilan davul zurna ile “cumhuriyet ilan edildi” gibi bir ifade ile mi duyuruldu?Eğitim hayatımız boyunca her 29 Ekim günü Cumhuriyet’in ilanının yıldönümü hakkında kutlamalar yapmışızdır.Fakat bu ilanın nasıl yapıldığına dair fikir sahibi olan insanımızda yok denecek kadar azdır.Çevremizde kime sorsak Nutuk’u okuduğunu söyler fakat Cumhuriyetin ilanının nasıl olduğunu bilmez bu da aslında okudum dediği Nutuk’u okunmadığında bir göstergesidir. Biz şimdilik bu sosyolojik kısmını bir köşeye bırakalım ve tarihi ve hukuki kısmını ele alalım.
Atatürk Nutuk’ta 28 Ekim 1923 günü Çankaya Köşkünde İsmet Paşa,Karabekir Paşa, Fethi Okyar Rize Mv.Fuat,Afyon Mv. Ruşen Eşref ile yemekte iken meşhur “Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz “sözünü söylediğini ve yemektekilerin de bu fikre katıldıklarını söyler. Ve bu olaylar silsilesini şu sözlerle anlatır” İsmet Paşa ile Kazım Paşa’ya ve Fethi Bey’e de Çankaya’ya benimle beraber gelmelerini söyledim. Çankaya’ya gittiğim zaman , orada beni görmek üzere gelmiş Rize Mebusu Fuat, Afyon Karahisar(o zamanki yazım kuralları ile Mebusu Ruşen Eşref Beylere tesadüf ettim. Onları da yemeğe alıkoydum.Yemek esnasında, ” Yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! “ dedim. Hazır bulunan arkadaşlar, derhal fikrime iştirak ettiler. Yemeği terk ettik. O dakikadan itibaren, hareket şekli hakkında kısa bir program tespit ettim ve arkadaşları vazifelendirdim.
Bu andan itibaren yemek bırakılmış ve Atatürk bu konu hakkındaki görevlendirmeleri yaptıktan sonra İsmet Paşa ile 28/29 Ekim gecesi gerekli anayasa maddelerindeki değişiklikleri tamamlamışlardır.Teşkilatı Esasiye’ye yani 1921 anayasasına cumhurbaşkanlığı makamının oluşturulması ile ilgili ifadeler eklenmiş,meclis hükümet sistemi ile alakalı hükümler kaldırılmış bunun yerine cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu ile ilgili hükümler dahil edilmiştir. Teşkilatı Esasiye’nin (1921 Anayasası) birinci maddesi olan”Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim şekli, halkın mukadderatını bizzat ve fiili olarak yönetmesi ilkesine dayanır.”ifadelerinin sonuna Türkiye Devleti’nin hükümet şekli cumhuriyettir”ibaresi eklenmiştir.Üçüncü madde ise “Türkiye Devleti, Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin bölündüğü idare şubelerini İcra Vekilleri vasıtasıyla idare eder.”ifadeleri ile yeniden düzenlenmiştir.Ayrıca sekiz ve dokuzunca maddelere “Türkiye reisicumhuru, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim devresi için seçilir.(Yani Cumhurbaşkanını TBMM Üyeleri seçer) Riyaset vazifesi, yeni reisicumhurun seçilmesine kadar devam eder. Tekrar seçilmek caizdir.(Cumhurbaşkanı tekrar seçilebilir)Türkiye reisicumhuru, devletin reisidir. Bu sıfatla lüzum gördükçe Meclis’e ve Heyeti Vekile’ye riyaset eder.(Gerek görürse Meclise ve Bakanlar Kuruluna başkanlık edebilir) Başvekil, reisicumhur tarafından ve Meclis üyeleri arasından seçilir.(Başbakan Cumhurbaşkanı tarafından milletvekilleri arasından seçilir) Diğer vekiller başvekil tarafından yine Meclis üyeleri arasından seçildikten sonra, hepsi reisicumhur tarafından Meclis’in tasvibine arz olunur. Meclistoplantı halinde değilse, tasvip keyfiyeti Meclis’in toplanmasına bırakılır.”ifadeleri eklenmişti böylece açık olarak meclis hükumet sisteminden günümüzdeki parlamenter sistemin özelliklerini tam olarak taşımasa da açıkça parlamenter sisteme geçilmiştir.Cumhuriyetin ilanı hukuki olarak bu maddelerin 1921 Anayasası’na eklenmesi ile gerçekleşmiştir.
Cumhurbaşkanının meclis tarafından seçileceği yine bu değişiklikle olmuştur.Rejim değişikliği ile ilgili hükümler harici 1921 Anayasasına Türkçe’nin resmi dil ve İslam’ın resmi din olması da eklenmiştir.Rejim değişikliği ile ilgili anayasa değişikliği taslağı Atatürk ve İsmet Paşa tarafından 28/29 Ekim gecesi düzenlenmiştir.Atatürk bu durumu Nutuk’ta açıkça ifade etmiştir.Resmi dil ve dine ilişkin maddeler Atatürk ve İsmet Paşa’nın yaptığı çalışmalarında değil Komisyon ve Meclisin çalışmaları doğrultusunda eklenmiştir.Bazı vekiller endişelerini ve sorularını dile getirmiş Atatürk bu durum hakkında uzunca bir konuşma yapmıştır.Anayasa değişikliği,Mecliste uzun tartışmalar ve konuşmalar sonrası kabul edilmiş böylece hukuken cumhuriyet rejimine geçilmiştir.