Bahadır Gönül
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Toplumsal Tehlike: CHP’nin Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı Hayali

Toplumsal Tehlike: CHP’nin Cinsiyet Eşitliği Bakanlığı Hayali

featured

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, iktidara gelmeleri
halinde ‘Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ yerine ‘Kadın ve Cinsiyet Eşitliği
Bakanlığı’ kuracağını açıkladı. Peki ilk bakışta gayet insani ve kulağa hoş
gelen bu kavram aslında neyi ifade ediyor? Bir kere şunu ayırt etmek
gerekiyor. Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramları birbirinden farklı
kavramlardır. Cinsiyet; doğuştan gelen biyolojik özelliklerimizin bizleri kadın ve
erkek olarak ayırmasıdır. Toplumsal cinsiyet; sonradan öğrenilen ve cinsiyete
toplum tarafından biçilen rol, sorumluluk ve davranış beklentilerini kapsayan
bir terim olarak kabul edilmektedir.
Örneğin kadınların ev işleriyle ilgilenmesi ya da çocuk bakımını üstlenmesi gibi
beklentiler, cinsiyet değil, toplumsal cinsiyetle bağdaştırılan kavramlar olarak
gösterilmektedir.
Batılı gelişmiş ülkelerin ortaya attığı toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı ise
kadına atfedilen annelik, ev hanımlığı, çocuklara bakmak gibi aile yapısının
temelinde yer alan geleneksel ve kültürel rollerin reddedilmesini
savunmaktadır. Öte yandan kadın ve erkek ayrımıyla kesin olarak belirlenen
cinsiyet kavramının da tartışılabilmesine, LGBT denilen ne olduğu belli
olmayan sapkın yaşam tarzlarının normal görülmesine olanak sağlamaktadır. 
Oysaki kadın haklarının savunulması için bu kavramı savunmaya ihtiyaç
yoktur. Ülkemizde kadın hakları ve cinsiyet eşitliğiyle ilgili sivil toplum
kuruluşlarının da görüşleri alınarak devletimiz tarafından dünden bugüne çok
sayıda adım atılmıştır. 
Örneğin; 2004 yılında yapılan değişiklikle Anayasa’nın 10’uncu maddesine,
“Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama
geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” ifadesi eklenerek, cinsiyet eşitliğine
anayasal güvence getirilmiştir. 
2009 yılında ise; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Kadın Erkek Fırsat
Eşitliği Komisyonu kurulmuş ve 2012 yılında da 6284 sayılı Ailenin Korunması
ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilmiştir.
Aynı yıl içerisinde kısa adıyla İstanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadınlara
Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki
Avrupa Konseyi Sözleşmesi onaylanmış fakat 2021 yılında Türkiye haklı
çekincelerinden dolayı bu anlaşmadan çekilmiştir. 
Emperyalist güçlerin yanı sıra ülkemizde de ne yazık ki CHP’nin başını çektiği
sözde özgürlükçü sol ideolojik kesimlerin bizi biz yapan kültürel değerlerimizi,
geleneklerimizi bu kavram üzerinden küçümseyen iddialarda bulundukları
hatta daha da ileri giderek toplumumuzda muhafazakar yaşam tarzını
benimseyen çoğu kesimi “gerici” ve “kadın düşmanı” olarak gördükleri bir
gerçektir. Oysaki kadınlarımız tarih boyunca Selçuklu ve Osmanlı’dan
günümüze dek geleneksel Türk aile yapısında vazgeçilmez bir yere sahiptirler
ve her zaman anne, eş, kardeş olarak el üstünde tutulmuşlardır. Mukaddes
dinimiz İslam ve Kuran’da da kadın özel bir yere sahiptir. Sevgili
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in kadına ve kadın haklarına dair çok
sayıda hadis-i şerifi mevcuttur.  Bunlardan başlıcaları şunlardır:

“Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz
onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız.”
“Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben
de ehline karşı en hayırlı olanınızım.”
“Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en
hayırlı olanıdır.” 
“Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız
üzerinde hakkınız vardır.”
“Onlara yediğinizden yedirin, giydiğinizden giydirin, onları dövmeyin, onlara
çirkin demeyin, fenâ söz söylemeyin!”
“Kadınlarınızla iyi geçinin; eğer onlardan hoşlanmadı iseniz bile!.. Olabilir ki bir
şey, sizin hoşunuza gitmez de, Allâh onda bir çok hayır takdîr etmiş bulunur.”
“Kadınlar hakkında birbirinize hayır tavsiye ediniz!”
“Mü’min bir erkek, mü’min bir kadına kızıp darılmasın! Eğer onun bir huyundan
hoşlanmazsa, öbüründen memnûn olabilir.”
“Allah sizden; kadınlara karşı iyi ve hayırlı olmanızı ister; çünkü onlar, sizin
analarınız, kızlarınız veya teyzelerinizdir.”
“Sizin hayırlınız, eşine hayırlı olandır. Ben de eşime karşı sizin en hayırlınızın.
Kadınlara ancak iyi insanlar iyi davranır; onlara karşı ancak kötü kişiler, ihanet
eder.”
 
“Kadınlara ancak asalet ve şeref sahibi kimse değer verir. Onları ancak kötü ve
aşağılık kimseler hor görür.”
“Hanımını döven, Allah’a ve Resûlüne asi olur. Kıyamette onun hasmı ben
olurum.”
Kadına şiddeti teşvik eden, onları küçümseyen, toplumdan ve aileden dışlayan
her türlü oluşumun mutlaka karşısında olunmalıdır. Fakat emperyalizmin
“toplumsal cinsiyet eşitliği” adı altında insanların fıtratlarına aykırı
cinsiyetsizleştirme ve toplumların aile kültürünü yok ederek milli ve manevi
değerlerinden uzaklaştırma politikasına kesinlikle dur denilmelidir. Modern
dünyanın ideolojik ve sosyolojik dayatmalarından biri olan “toplumsal cinsiyet
eşitliği” kavramı cinsiyetsiz ve ailesiz toplumlar oluşturmak istemektedir.
CHP’nin iktidara gelmesi halinde Aile Bakanlığı’na bu adı vermek vermesi,
toplumun temel taşı aile kurumunu kökünden sarsacak anti-milli ve anti-ahlaki

LGBT destekli bu propagandaya açık destek vermektir. Bu tarz politikalarla
yönetilen toplumlar yozlaşmaya ve zamanla asimile olmaya mahkumdur.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Çerezler