(AA) – Anayasa Mahkemesi (AYM), madencilik faaliyetleri nedeniyle evi zarar gören kişinin açtığı tazminat davasının 3303 sayılı “Taşkömürü Havzasındaki Taşınmaz Malların İktisabına Dair Kanun” uyarınca yerel mahkemece reddedilmesinin, mülkiyet hakkı bağlamında etkili başvuru hakkının ihlali olduğuna hükmetti.
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısındaki karara göre, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürlüğü, 1996’da bir şirketle anlaşarak, Zonguldak’taki Dilaver Mahallesi’ni de kapsayacak şekilde madencilik faaliyeti ruhsatı verdi.
Maden aramaları nedeniyle meydana gelen çökmeler yüzünden bölgedeki evinin kullanılamaz hale geldiğini iddia eden mülk sahibi, zararlarının karşılanması için TTK’ye tazminat davası açtı.
Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi, 3303 sayılı kanundaki “maden işletmeciliği sebebiyle meydana gelen zararlardan taşınmaz sahiplerinin bir hak ve tazminat talep edemeyecekleri” hükmü gereği davayı reddetti.
Yargıtayın kararı onaması üzerine taşınmazın sahibi, hak ihlali iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu.
Yüksek Mahkeme, Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkı ile bağlantılı olarak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti. İhlalin sonuçlarının giderilmesi için de karar örneği yerel mahkemeye gönderildi.
Kararın gerekçesinden
AYM’nin kararında, başvurucunun TTK aleyhine açtığı tazminat davasının yerel mahkemece işin esası incelenmeden sadece 3303 sayılı kanun gerekçe gösterilerek reddedildiği, dava kapsamında alınan bilirkişi raporunda ise “taşınmazın yüzde 85 oranında madencilik faaliyetleri nedeniyle zarar gördüğünün belirlendiği” ifade edildi.
Bu tespit kapsamında mülkiyet hakkının ihlali iddiasının esasının incelenmesi gerektiği aktarılan kararda, Anayasa hükümlerinin yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu belirtilerek “Buna göre kamu gücü kullanan makamların her türlü iş ve işlemlerinde öncelikle Anayasa hükümlerini gözetmeleri zorunludur.” değerlendirmesine yer verildi.
Kararda, Anayasa’nın 152. maddesinde, bir davaya bakan mahkemenin uygulanacak kanun veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin hükümlerini Anayasa’ya aykırı bulması halinde davayı geri bırakabileceği veya iptali için Anayasa Mahkemesine başvurabileceği anımsatıldı.
İhlal kararının ardından yapılacak yeniden yargılamada da mahkemenin AYM’ye iptal için başvurabileceğine işaret edilen kararda, “Sonuç olarak anılan Anayasa hükümlerine göre mevcut başvuru bakımından mülkiyet hakkının ihlalinin ve sonuçlarının yukarıda belirtilen şekilde gideriminin sağlanabileceği değerlendirilmekle yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır.” denildi.