(AA) – AA muhabirinin, Rekabet Kurumu tarafından hazırlanan “Çevrim İçi Reklamcılık Sektör İncelemesi Ön Raporu”ndan yaptığı derlemeye göre, son yıllarda bilişim teknolojilerinin hızla gelişmesi ve internet kullanımının giderek artması, geleneksel reklamcılıktan çevrim içi reklamcılığa geçişi artırdı.
İnternet ile dijital ayak izleri takip edilen kullanıcıların geçmişi ve beğenileri gibi özelliklere bağlı olarak etkileşim odaklı reklamlar kullanılmaya başlandı.
İnternet reklamcılığı, e-posta, açılır pencere reklamları, arama motorları, sosyal medya ve içerik sağlayıcı internet siteleri üzerinden çeşitli yollarla gelişmeye ve genişlemeye devam etti.
Türkiye’de de çevrim içi reklamcılık, son yıllarda elde ettiği büyüme hızı ile tüm geleneksel reklamcılık mecralarını geride bıraktı. 2021 yılı itibarıyla çevrim içi reklamcılık, televizyon reklamcılığını geçerek reklam harcamalarından en çok pay alan mecra haline geldi.
Sosyal medya platformlarının kullanıcıların zevkleri, ilgi alanları ve diğer kullanıcılar ile bağlantıları hakkında veri sağlaması ve kullanıcıların bu platformlarda fazla zaman geçirmesi nedeniyle bu alandaki reklamcılık öne çıktı.
Google ve Meta, kullanıcı sayıları nedeniyle veri avantajına sahip
Rapora göre, Facebook, Instagram ve YouTube’un Türkiye’de en sık kullanılan uygulamalar olduğu ve rakipleriyle karşılaştırıldığında baskın seviyede kullanıcı kitlesine hizmet verdiği gözlemlendi.
Google ve Meta’nın rakiplerine kıyasla öne çıkan kullanıcı sayıları ve bu kullanıcıların söz konusu iki teşebbüse ait platformlarda geçirdiği sürenin uzunluğu gibi unsurlar dikkate alındığında, ilgili platformların, kullanıcıların aile, eğitim, iş, siyasi ilgi alanları ve hobileri gibi hassas kişisel bilgilerine dayanarak ayrıntılı profillerini oluşturduğu belirlendi. Bu platformların, üçüncü taraf internet siteleri veya uygulamalar üzerinden topladıkları veriler ile profilleme yeteneklerinin daha da güçlendiği, dolayısıyla sektördeki diğer yayıncılara kıyasla önemli ölçüde veri avantajına sahip oldukları sonucuna varıldı.
Kullanıcılar verilerinin kullanımı nedeniyle kaygılı
İnternette uygulanan hedefli reklamcılıkla reklam verenler, doğru hedef kitleye, doğru zamanda, doğru içerikle seslenmeyi ve markalarına sadık bir müşteri topluluğu yaratmayı amaçlıyor.
Hedefli reklamcılık, kişisel verilerin toplanmasına, kullanılmasına ve paylaşılmasına dayanması bakımından tüketicide gizlilik kaygısını ortaya çıkarıyor.
İnternette uygulanan kişiselleştirilmiş reklamlar, tüketicinin kişisel verilerinin işlenmesini gerektiren reklamlar olarak tanımlanıyor. Bu reklamlar, kullanıcıların göz atma geçmişi, konumu gibi bilgilerden derlenen kendileriyle ilgili bir profile dayanıyor. Kişiselleştirilmiş hedeflemede, kullanıcının hobisi, ilgi alanı ve karakteri gibi belirli veriler kullanılıyor ve bu tür veriler arama geçmişinden ve diğer çevrim içi etkinliklerden saptanıyor.
Rapora göre, sektör incelemesi kapsamında tüketicilere bu yönde anket de yapıldı.
Ankette, kullanıcıların çoğu çevrim içi mecralarda toplanan verilerin kullanımı konusundaki endişelerini dile getirdi. Ancak verilerinin nasıl kullanıldığıyla ilgili endişelerine rağmen, ankete katılanların yüzde 41,5’i gizlilik politikalarını hiç okumadığını, bunları okuduklarını belirtenlerin neredeyse yarısı ise hizmet şartlarını ve gizlilik politikalarını anlamadığını belirtti. Az sayıda kullanıcının internet sitesine veya uygulamaya kayıt sırasında seçilen gizlilik seçeneklerini sonradan değiştirme yoluna gittiği de belirlendi.
Çevrim içi reklamcılık, kullanıcılardan toplanan verilerin parasallaştırılması ile sürdürülüyor. Bu veriler, ürün veya hizmetin geliştirilmesi ve iyileştirilmesinde kullanılmasının yanı sıra tüketicilere hedefli reklamcılık sunulması amacına da hizmet ediyor.
Tüketiciler, farkında veya üzerinde kontrol sahibi olmadığı bir işlemle, kişiselleştirilmiş reklamcılıkta kullanılmak üzere verilerini paylaşabiliyor. Bu durum, tüketicilerin kişisel verilerinin potansiyel olarak kötüye kullanılmasına ilişkin gizlilik kaygısı yaratma eğilimi gösteriyor. Bu nedenle, mahremiyet endişeleri yaşanıyor.
Rekabet açısından olumsuz sonuç doğurabilir
Çevrim içi reklamcılık, sektör için tüketicilerin ilgi alanlarını veya ihtiyaçlarını yansıtacak şekilde uyarlamak için benzersiz bir fırsat yaratıyor. Bu nedenle son yıllarda kişiselleştirilmiş reklam kullanımı önemli ölçüde artarken, hedef kitleye ulaşma bakımından da etkili bir yol olarak görülüyor.
Raporda yer alan tespitlere göre, kişisel verilerin kullanım şartlarının tüketiciler yerine büyük ölçüde platformların kendileri tarafından belirlenmesi, hem tüketici refahı hem de rekabet açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir. Bu anlamda hedefli reklamcılığın faydaları ile zararları karşısında optimal bir dengenin kurulması toplumsal refah açısından önem taşıyor.