(AA) – ABD öncülüğündeki uluslararası koalisyonun, Suriye-Irak-Ürdün sınırı üçgeninde yer alan Kule 22 ile Tenef üssünün sınırları olarak belirlediği 55 kilometrelik alana yaklaşan hareketli her nesneyi hedef almasına rağmen, 28 Ocak’ta üslere gerçekleştirilen saldırılar engellenemedi.
Irak’taki milisler, 28 Ocak’ta Ürdün’ün kuzeydoğusunda Suriye ile Irak sınırında bulunan ABD üssü Kule 22’yi kamikaze insansız hava araçlarıyla vurmuş, saldırıda 3 ABD askeri ölmüş 40’tan fazla kişi de yaralanmıştı.
ABD, bu saldırıya cevap olarak Irak ve Suriye’de İran Devrim Muhafızları Ordusuna ve ona bağlı milis güçlere ait toplam 85 hedefe hava saldırıları düzenlemişti.
Stratejik olarak önemli bir mevkide yer alan Kule 22 ile Suriye’deki Tenef üssü arasında 22 kilometrelik mesafe bulunuyor.
Kule 22, ABD’nin Suriye rejimine destek veren İran’ın bölgedeki askeri faaliyetlerini sınırlamak amacıyla istihbarat faaliyetlerinde kullandığı Tenef üssünü Ürdün sınırları içinden korumayı amaçlıyor.
Üste yüzlerce ABD askerinin yanı sıra saldırı, nakliye ve eğitim helikopterleri ile zırhlı askeri araçlar yer alıyor.
Kule 22, İran’ın Şii hilali eksenindeki askeri faaliyetlerini izliyor
Ürdünlü emekli tuğgeneral ve askeri analist Hişam Hureysat, İran’ın Irak, Suriye ve Lübnan’daki milis gruplara silah tedarik ettiği güzergahta yer alan Kule 22 hakkında AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Kule 22’nin “Şii hilali” bölgesinde konumlandığına işaret eden Hureysat, “ABD üssü Kule 22, Şii hilalinde yer almasıyla önem kazanıyor. İran’ın Tahran ve Mehran bölgelerinden başlayan Şii hilali, Irak’ın Zurbatiye, Vasit ve El-Kaim bölgeleri ile Suriye’nin El-Bukemal ve Şam bölgelerinden Lübnan’ın başkenti Beyrut’a ulaşan 1500 kilometrelik yol boyunca uzanıyor. Tahran yönetimi, milis grupları bu hat üzerinden silahlandırıyor.” diye konuştu.
Kule 22’nin Suriye’deki Tenef üssünün “55 Bölge” olarak da adlandırılan 55 kilometrelik koruma sınırları içerisinde yer aldığını belirten Hureysat, şunları kaydetti:
“55 Bölge”nin aynı zamanda Irak’ın başkenti Bağdat’tan Enbar vilayetine, oradan da Suriye sınırındaki Havran Vadisi’nden geçerek Humus ve İdlib’e kadar uzanan hat üzerinde yer alıyor. Bu üslerde, İran’ın askeri faaliyetlerinin yanı sıra Irak ordusunda görev yapan İran Devrim Muhafızlarıyla bağlantılı kişiler de izleniyor.”
Hureysat, Tenef üssünde 20 mm C-RAM hava savunma sistemlerinin bulunduğunu ve Kule 22’de de bu sistemlerin kullanılacağını söyledi.
Kule 22 saldırısında, İran yapımı “Saqr-1” kamikaze İHa’ları kullanılmış olabilir
ABD üslerinin varlığının İran Devrim Muhafızlarının bölgedeki projelerini gerçekleştirmesine engel olduğunu ifade eden Hureysat, bu bağlamda Kule 22’ye düzenlenen 28 Ocak saldırısının İran yapımı 100 km menzilli “Sakr-1” kamikaze İHA’ları ile gerçekleştirilmiş olabileceğini belirtti.
Sakr-1 insansız hava araçlarının 40 kilogram yük taşıma kapasitesine sahip olduğuna dikkati çeken Hureysat, “Saldırı Suriye’nin Irak sınırına yakın El Bukemal bölgesindeki İmam Ali Üssü’nden yapıldı. Büyük ihtimalle saldırının arkasında Irak Hizbullahına bağlı 20 unsurdan destek alan Ebu Ali el-Eşteri isimli grup var.” değerlendirmesinde bulundu.
Ürdün, ABD üslerinin bölgede kalmasından yana
Iraklı emekli kurmay albay ve askeri analist Hatim el-Felahi, Irak, Suriye ve Ürdün’ün birçok bölgesine hakim coğrafi konumu nedeniyle stratejik öneme sahip olan Tenef üssünün, uzun süredir ABD ve İngiliz kuvvetleri ile Devrimci Komando Ordusu (Suriye’deki Esed rejimine bağlı ordudan ayrılarak terör örgütü DEAŞ ile mücadele etmek amacıyla 2015-2016 yılları arasında kurulan) tarafından kullanıldığını söyledi.
ABD güçlerinin 2016’da Tenef’ten ayrılmak istediğini ancak Ürdün’ün DEAŞ’ın bölgeye sızmasını engelleyen askeri üssün faaliyete devam etmesi konusunda ısrar ettiğini belirten Felahi, şöyle konuştu:
“Tenef üssü, ABD kuvvetlerinin İran’ı Suriye’ye, oradan da Lübnan ve Akdeniz’e bağlayan hattı izlemesi açısından çok önemli. Aynı zamanda Suriye’nin geleceğinin müzakere edilmesi konusunda ABD’nin Suriye’deki varlığı açısından da önemli bir nokta.”
Felahi, Tenef üssüne yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki Er-Rukban bölgesinde yer alan Kule 22’nin, ileri birlikler için arka üs olarak kullanıldığına işaret eden Felahi, üssün bölgedeki varlığının Suriye rejimine bağlı silahlı milislerin yanı sıra, sınırda bulunan Iraklı milislerin hareket alanını da kısıtladığını ifade etti.
Iraklı askeri uzman, Kule 22’ye düzenlenen İHA saldırısının, bu yıl yapılacak ve Joe biden ile Donald Trump arasında büyük rekabete sahne olacak ABD başkanlık seçimlerine büyük yansımaları olacağı değerlendirmesinde bulundu.
ABD üssü saldırılarının Irak’ta siyasi ve askeri yansımaları
Iraklı emekli asker Felahi, Kule 22 ve Tenef üslerine düzenlenen saldırıların Irak’ta siyasi ve askeri yansımalarına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:
“Saldırıyı gerçekleştiren milisler her ne kadar Irak güvenlik sisteminin bir parçası olsalar da, tek başına karar almaları ABD ile güvenlik anlaşması imzalayan Bağdat hükümetinin kontrolü dışında faaliyet gösterdikleri anlamına geliyor. Saldırının askeri yansımalarına gelirsek, Irak’ın farklı bölgelerine yayılmış birçok askeri karargah saldırıya uğrayabilir.”
Iraklı askeri analist Felahi, ABD güçleri ile Suriye’deki rejim yanlısı milis güçler arasında da saldırıların yaşanabileceğine dikkati çekti ve, “İran’ın da hedef listesine dahil edilmesi talepleri göz önünde alındığında, ABD saldırılarının hedefini sadece bu milislerle sınırlı tutmayabilir” öngörüsünde bulundu.
İran destekli grupların saldırılarına karşılık verme sırası geldiğinde ABD’nin çok fazla seçeneği olmadığını ifade eden Felahi, “Dolayısıyla ABD’nin cevabı, Kasım Süleymani suikastinden sonra İran’ın düzenlediği telafi saldırıları gibi, önceden üzerinde anlaşmaya varılan hedefleri kapsayan saldırılar olabilir.” diye konuştu.