ANTALYA (AA) – Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde görev yapan Bora, Kahramanmaraş merkezli depremlerin hemen ardından, nefrologlara ihtiyaç olacağını düşünerek bölgeye gitmek için gönüllü oldu.
Bir süre sonra Hatay’da da deprem olduğunu, kardeşi, yengesi, teyzesi başta olmak üzere çok sayıda yakının enkaz altında kaldığını öğrenen Bora, iki çocuğunu dedelerine bırakarak, Akdeniz Üniversitesi ve Antalya İl Sağlık Müdürlüğünün koordinasyonunda Adana’ya gitti.
Mersin Şehir Hastanesinde ihtiyaç olduğu için buraya yönlendirilen Bora, bir taraftan yakınlarından gelecek güzel haberi beklerken bir taraftan da göçüklerden çıkarılan hastaların tedavisine yardımcı oldu.
Teyzesini, eniştesini, kuzenini ve annesinin bazı yakınlarını depremde kaybeden Bora’nın kardeşi Burak Özer de Antakya ilçesinde depremin 37’nci saatinde beş katlı binanın enkazından çıkarıldı.
Mersin Şehir Hastanesine sevk edilen kardeşini hastanede görebilen Bora, AA muhabirine, annesinin Antakyalı olduğunu, kardeşi dahil birçok akrabasının orada yaşadığını söyledi.
Depremi duyar duymaz bölgeye gitmek istediğini anlatan Bora, “Saatler geçmesine rağmen onlara ulaşamayınca insanın içine korku düşüyor. Doktor olarak hemen bölgeye gitmek, nefroloji olan bir bölümde çalışmak istedim. Mersin’e yönlendirdiler. Bu süreçte kardeşim, onun eşi, teyzem ve ailesi enkaz altındaydı. Telefonla hiçbirine ulaşamadık.” diye konuştu.
Nefrelog olarak deprem felaketinin olduğu bölgelerde çalışmanın önemini anlatan Bora, şunları kaydetti:
“Gönül mü ruh mu bilmiyorum ama deprem bölgesinde görev yapmak benim için bir borçtu. Orada olmak istedim. Kardeşimle enkaz altındayken konuşamadım. Babam oradaydı, enkazdan sesinin geldiğini söyledi. 5 katlı evin 4. katında oturuyordu. Öldü mü, yaşıyor mu? sürekli düşünmek çok kötü bir duyguydu. Kaybettiğiniz yakınlarınızın cenazesini görmeden içinizdeki ümit geçmiyor. Bölgeye gitmek için hiç tereddüt etmedim. Kardeşim, yakınlarım enkaz altındaydı ama doktor olarak yapabileceğim tek iş hastalara yardımcı olmaktı. Bu süreçte nefrolog olarak yapabileceğim iş buydu. Mersin’de diğer illerden gelen arkadaşlarla elimizden geleni yaptık.”
“Kardeşim daha yürüyemiyor”
Yengesinin 17’nci, kardeşinin ise 37’nci saatte enkazdan çıkarıldığını aktaran Bora, kardeşiyle görev yaptığı hastanede görüşebildiğini ifade etti.
Kardeşinin kas zedelenmesinden dolayı yürüyemediğini aktaran Bora, “Daha yürüyemiyor ama zaman içinde yürüyecek inşallah. Bacaklarında problem var. Zaman içinde toparlayacak inşallah. Depremde teyzemi, eniştemi ve kuzenimi kaybettim. Annemin amcasının oğlu ve onun ailesini kaybettik.” dedi.
İnsanların her şeyini saniyeler içinde kaybettiğini dile getiren Bora, hastanede yoğun bakımdan servislere tüm birimleri dolaşarak, diyalize ihtiyacı olan hastaları tespit ettiklerini anlattı.
Yoğun mücadele verdiklerini bildiren Bora, şöyle konuştu:
“Yoğun bakıma girdiğinizde yaralının adının olmaması çok kötü bir duyguydu. ‘İskenderun’dan gelen entübe hasta’ diye adı geçiyordu. Entübe olduğu için bilinci yerinde değil, yakını var mı belli değil. Bir anda göçük altında kalıp, böbreklerinde sıkıntı olan hastaları tedavi etmeye çalıştık. Nefrolojide diyalize başladığımız çoğu hasta, göçük altında kalan bacaklarında ezilme, kollarında, göğsünde yaralanması olan hastalardı. Depremler, nefrologlara çok ihtiyaç olunan bir doğa felaketidir. Ben de 2 çocuğumu dedelerine bırakıp, hemen bölgeye gittim. Eşim başka şehirde görev yapıyor. Çocuklarımın evleri vardı ama depremzedelerin yoktu, gözüm hiç arkada kalmadı.”
Muhabir: Ayşe Yıldız