Tüm Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de EURO 2024 heyecanı yaşanıyor. Tüm Türkiye’nin tek yürek olup milli takımımızı desteklediği şu günlerde Dem Partili kendini bilmez bir hadsizin milli ve manevi duygulardan uzak sosyal medya paylaşımı hepimizi fazlasıyla rahatsız etti.
Terör örgütü PKK tarafından yönetilen ve milletvekili adayları bizzat Kandil tarafından belirlenen bir siyasi partinin sözde milletvekilinin halkı kin ve düşmanlığa teşvik eden, milli birlik ve beraberliğimizi zedeleyen paylaşımda bulunması şüphesiz ki ne ilk ne de son olacak bir politik tutumdur. Daha önce de bu tarz söylemlerde ve paylaşımlarda bulunan Dem Partili vekillerin olduğunu biliyoruz. Burada değinilmesi gereken esas nokta; terör örgütü ile işbirliği içinde ve hatta örgütün siyasi şubesi diyebileceğimiz bir siyasi partinin anayasal güvence altında nasıl seçimlere girebildiği ve milletin iradesinin bizatihi temsil edildiği TBMM’de yer aldığıdır. Üstelik bu da yetmiyormuş gibi düşmanlık ettikleri devletin hazinesinden her yıl yüzlerce milyon tl hazine yardımı alarak terör propagandası yapmaya devam edebilmeleridir.
Biji Portikez”Yaşasın Portekiz Paylaşımı”
Demokrasi egemenliğin millete verildiği ve yönetenlerin yönetilenler tarafından seçildiği siyasi bir sistemdir. Ancak dünyanın hiçbir ülkesinde mensubu oldukları devlete ve millete açıkça düşmanlık eden, halkı ayrıştıran, her görüşten insanın tek yürek olduğu milli maçlarda bile bu nefreti yansıtan kişiler bırakın parti kurup milletvekili olmayı seçimlere dahi giremezler. Parti kurmalarına da izin verilmez.
Doğu ve Güneydoğu’daki vatandaşlarımızın oylarıyla devlete ve millete her fırsatta hadsizlik yaparak kendilerine rol biçip varlıklarına meşruiyet kazandırmaya çalışanlar bilmelidirler ki; Şanlı Ay-Yıldızlı Türk bayrağımız; Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Alevi, Sünni ayırt etmeksizin her bölgeden ve etnik kökenden şehitlerimizin kanlarıyla sulanmış ve mevcudiyetini bulmuştur. Milli birlik ve beraberliğimizi zedelemek isteyen bu tür bölücü ve terör iltisaklı siyasi oluşumlara karşı yapılması gereken anayasa değişikliği ile hiçbir şekilde parti kurmalarına müsaade edilmemesidir.
Siyasi parti kapatma davaları kalıcı bir çözüm değildir. Her defasında farklı isimler altında siyasi olarak örgütlenen ve partileşen bu oluşumlara karşı kökten çözümler üretmeye mecburuz. Aksi taktirde PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin militanları içimizde milletvekili sıfatıyla dolaşmaya, devletin hazinesinden maaş ve yardım almaya kısacası keyif sürmeye devam edecek, devletimize ve milletimize saygısızca dil uzatacak cüreti de kendilerinde her zaman bulacaklardır
